English

Ben Kimim?

Ismin muhtemelen Mehmet Raşit Ahmet, etrafımdaki herkes beni Muhammed Raşit Ahmet diye bilir. Şimdi size biraz hikayemden bahsetmek istiyorum yalnız bu bilgiler biraz kulaktan dolma çünkü bu olayları hiç belgelemedim ve şimdi hayatta değilim size torunlarımdan biri aracılığı ile anlatıyorum. Yani okuduğunuz bu yazı torunumun ve oğlumun onlara anlattıklarımdan hatırladıklarıdır.

1903 yılında Diyarbakır’da doğdum. Babamın adı Raşit Ahmet Abdulkadir ve  annemin adı Mavi Juma. Annem ben 5 yaşındayken öldü. O dönemlerde Türkiye’de soyadı kullanılmıyordu. Ben babamla ve kız kardeşimle (veya kardeşlerimle) yaşıyordum. En azından biri evliydi belki erkek kardeşimde var fakat çocuklarım tam olarak hatırlamıyorlar artık.

Hatırladığım kadarıyla 1914’te 1. Dünya Savaşının başlamasının hemen arkasından Türkiye’de seferberlik ilan edildi. Babam orduya katıldı ve giderken beni de yanında götürdü. O zamanlar ya 11 ya da 12 yaşındaydım. Ya 1915’te ya da 1916’da Türkiye’nin doğusunda bir yerlerde ya da muhtemelen Kuzey İran’da babam Rus ordusuyla savaşırken şehit düştü ve bende savaş esiri olarak yakalandım. Çok genç olduğum için bir Rus Generali ve eşi tarafından evlat edinildim, kendilerinin çocukları olmuyordu. Onların ailesinin bir ferdi olmuştum ve 1917 yılına kadar onlarla kaldım. Bolşevik devriminden sonra Rusya savaştan çekildi ve Rus ordusu Rusya’ya dönme emri aldı. Onların konuşurken benide yanlarında Rusya’ya götürmek istediklerini duydum fakat ben onlarla Rusya’ya gitmek istemiyordum, ben evimi dönmek istiyordum ve kargaşadan faydalanarak onlardan saklanarak kaçtım. Sanırım o sıralarda İran’da bir yerlerdeydim. Ruslar tarafından serbest bırakılan bir takım Türk askerleri ile birlikte (200 civarında) geriye dönüş yolunda İran’dan geri çekilen Türk ordusuyla karşılaştık. İngilizlere karşı Bağdat şehrini koruyan Türk ordusuna destek vermeye gidiyorlardı. Kuzey Irak’ta esir düşene kadar Bağdat yolu üzerinde bir kaç defa İngilizlerle çatıştık.

İngiliz ordusu  tarafından savas esiri olarak tutuldum ve Bağdat’taki Al-Rasheed ordu karargahı (O zamanlar Al-Hinaidi olarak biliniyordu) tutuldum. Savaş bittikten sonra serbest bırakıldım. Türkiye’deki adresimi ya da Diyarbakır’ın neresinden geldigimi hatırlayamadığım gibi gidecek hiç bir yerim bana yardım ya da destek verecek hiç kimsem olmadığından Bağdat’ta çalışmaya başladım. Sonra da evlenerek buraya yerleştim.

Bütün hayatım boyunca çocuklarımı büyütebilmek için çok fazla ve uzun saatler çalıştım ve sanırım standartların üstüne çıkmayı da başardım. Böylelikle yıllar geçti ve Türkiye’ye gidip ailemi bulmak için ne şansım ne de zamanım oldu.

Sonuç olarak 1991’de Körfez savaşı sırasında böbrek hastalığına yakalandım savaş yüzünden bana ulaşmak oldukça zordu. Bana ulaşıldığında ise artık çok geçti Bağdat’a yapılan bombardıman yüzünden hastaneye götürülemedim ve Al-Rasheed Ordu Karargahı yakınındaki evimde öldüm.

Koşulların böyle olmasından dolayı ailemin pek çok ferdi bu hikayeyi yazan ve benden çok uzaklarda büyümüş olan torunumda dahil olmak üzere benim hikayemi en doğru şekilde belgeleyemediler. Ailemi bulmak için çok önemli olabilecek bazı bilgileri artık hatırlamıyorlar, babamın kesin olarak hangi savaşta, nerede ve hangi yılda şehit düştüğü gibi. Yıllar geçtikçe daha fazla detay kayboldu ve unutuldu.

Eğer babanızdan, annenizden, büyük babanızdan, büyük annenizden, uzak akrabanızdan, arkadaşınızdan ya da bir komşunuzdan kayıp bir evlat ya da bir kardeş hakkından benim hikayeme benzeyen herhangi bir şey duyduysanız lütfen torunuma e-mail yollayın. Ailem benim öldüğümü ya da Rus veya İranlılar tarafından esir alındığımı zannediyorlardır ve benim en son Irak’a gitmiş olabileceğim akıllarına gelmemiş olabilir.

Benim hiç bir şeye ihtiyacım yok sadece çocuklarımın ve torunlarımın kendi kökenlerini, geçmişlerini öğrenmelerini istiyorum başka bir şey değil. Sadece onların benim kim olduğumu öğrenmelerini istiyorum daha fazlasını değil. 

Mehmet Raşit Ahmet

(Türkiye’deki soyadı kanunundan sonra ailemin hangi soyadını aldıklarını bimiyorum)

 

Home Contact us English